Masal Terapi

Masal Terapi

“Bu kitap, hayat yolculuğunda tılsımlı pusulan olacak.”

Ben demiyorum bu cümleyi Masal Terapi kitabının yazarı Judith Malika Liberman diyor. Kitabı okudukça (bitirdikten sonra demiyorum çünkü yazar kitabı bir solukta bitirin demiyor) Judith’in ne demek istediğini anlamaya başladım.

Kendimi bir yol ayrımında bulduğumda ya da kötü hissettiğimde, ne olacak şimdi? diye düşünmeye başladığımda kitaptan rast gele bir bölüm açıp, o sayfadaki masalı okuyorum. Ve şimdiye kadar okuduğum masallar, yolumu bulmamda bana hep yardım ettiler. Bir de bu arada, içimdeki çocukla da tekrar bağ kurmaya başladım. Bir varmış bir yokmuş diyerek 🙂

Kaybedilen bir yolda, açılan rastgele sayfa bazen iyi gelebiliyor diyor ve Ezberbozan takipçileri için kitaptan rastgele bir sayfa açıyorum. Kısmetinize ‘Aşık Karınca’ masalı çıktı. Ve şöyle başlıyor masal…

Bir varmış bir yokmuş
Bir gün büyük kral Süleyman çölde yürüyor, devlet sorunlarını düşünüyormuş. Öğlen güneşi altında kavurucu derecede sıcak kumda koşturan bir karınca ile karşılaşmış. Gözlerini görünmeyen bir hedefe odaklamış, bir yerlere doğru koşuyor gibiymiş. Kral, karıncanın gittiği yöne bakmış ama sonsuz kum tepeciklerinden başka bir şey görmemiş.
Kral hayvanların dilini konuşabildiğinden sormak için karıncayı eline almış. Ama tam yukarı kaldırırken karınca “Büyük kral, beni yere koy, amacıma ulaşmama engel olma! Ceylanları takip ediyorum, onlardan uzak kaldığım her an kalbime acılar saplanıyor. Beni yoluma bırak” demiş.
Kral gülse mi ağlasa mı bilememiş. ”Ceylanlar mı? Senin gibi bir toz tanesi o zarif ceylanlardan ne anlar? Gözlerin hiçbir bakışta güzelliklerinin tamamını görebildi mi ki?”
“Büyük kral, gölgelerinin üzerimden zarafetle, su gibi akarak geçtiğini gördüm. Ve o zamandan beri kalbim o güzelliği tekrar görmek için çırpınıyor.”
“Onlara nasıl ulaşmayı umuyorsun? Senin için geçmesi aylar sürecek bir tepeyi onlar bir atlayışta geçer. Kumda bıraktıkları ayak izine gömülürsün. Kendi işine bak, karınca gibi yaşa. Topla biriktir, kalabalıkta saklan. Senin gibi küçük bir varlık dünyaya hayallerin gölgesini takip etmeye değil kalabalığın korumasında kalmak için gelir.”
“Büyük kral, beni yere koyman için yalvarıyorum. Korunmayı umursamıyorum. Bir ceylanın ayak izlerinde olduğu sürece ölüm bana tatlı gelir.”
………………………………………………………………………………………………………………………………..
Kitabın arka kapağında, Judith diyor ki; bu bir iyileşme oyunudur. Bırak masallar sana rehberlik etsin, seni iyileştirsin ve dönüştürsün.

Bu cümlenin üzerine Müge ne yazabilir ki 🙂