Kimse bize karşı değil, KABULLEN
Bambaşka bir konu araştırırken, karşıma çıkan bir cümleyi paylaşmak istedim bu yazımda:
“Beni hiç kimse anlamadı. Ben kimseyi gerçekten anlamadım; kimse kimseyi anlamıyor.”
Goethe demiş, ne güzel de özetlemiş.
Birçok firma benden iletişim başlıklı eğitim istiyor. Genelde problem aynı: çalışanlar arasında iletişim sıkıntımız var, kimse kimseyi anlamıyor, çok sık iletişim kazaları yaşıyoruz vs vs.
O yüzden de “İletişim Sanatı” eğitimimde jenerik bir içerikten ziyade (iletişim nedir? İletişim kazaları nelerdir? gibi) temel bir soru üzerinde duruyorum: Kim Bu? Bu soruyu odağımıza alarak davranış biçimlerini çözmeye çalışıyoruz. Günün sonunda “Kimse bize karşı değil, KABULLEN” noktasına geliyoruz.
İşte o zaman karşımızdaki kişiyi anlama, kendimizi doğru ifade etme konularında bir adım atabiliyoruz. Sağlıklı bir iletişim de böyle ortamlarda gelişebiliyor. Yoksa istediğimiz kadar iletişim, dinleme, empati ile ilgili makale okuyalım, eğitim alalım, olmuyor.
Davranış biçimlerindeki farklılıkları anlayıp, bu farklılıkları yönetmeyi becerdiğimiz zaman etkin bir iletişim kurabiliyoruz. “Kim Bu?” sorusunu sorabilmek ve davranış biçimlerini anlayabilmek konusunda ne kadar yetkin olursak o kadar sağlıklı iletişim kurarız.
Böylece Goethe’nin özdeyişini de şöyle değiştirebiliriz:
Beni herkes anlıyor. Ben herkesi gerçekten anlıyorum; herkes herkesi anlıyor.
Güzel olmaz mı, ne dersiniz?