Ne biliyorsam hepsini anaokulunda öğrendim!
Bir hocamın tavsiyesiyle aldığım ve iyi ki almışım dediğim bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Adı da içeriği kadar ilgi çekici: Ne biliyorsam hepsini anaokulunda öğrendim.
Kitabı bitirdiğinizde; hayatı nasıl yaşayacağımıza, ne yapacağımıza ve nasıl davranacağımıza dair bilmemiz gerek her şeyi çok küçük yaşlarda, anaokul çağında öğrendiğinizi ya da farkına vardığınızı anlıyorsunuz.
Kitabın yazarı Robert Fulghum; okura hayata ve küçücük detayların önemine ilişkin bir bakış sunuyor. Kısa, etkileyici ve bir o kadar da sade hikayeleri ile…
Kitaptaki hikayeler, mutlu ve anlamlı bir yaşam için gerekenlerin basit ve hemen yanı başımızda olduğunu anlatıyor.
Her birini okudukça; Yaa işte bu kadar basit diyorsunuz. Ve bu basitliğe şaşırıyorsunuz.
Kitabın en sevdiğim bölümü ile bu kısa yazımı sonlandırmak istiyorum, Fulghum diyor ki:
Hayatta bilmem gereken her şeyi anaokulunda öğrendim. Bir kum havuzunda. İşte öğrendiklerim:
Her şeyi paylaş.
Adil oyna.
İnsanlara vurma.
Sana ait olmayan bir şeyi alma.
Birini incitirsen ondan özür dile.
Dengeli bir hayat yaşa: Her gün biraz öğren, biraz düşün, biraz çiz, biraz boya, biraz şarkı söyle, biraz oyna ve biraz çalış.
Merak et.
Dışarı çıktığında trafiğe dikkat et, el ele tutuş ve yanındakilerden ayrılma.
Her öğleden sonra şekerleme yap.
Bilmek istediğin her şey, oralarda bir yerde.
Japon balıkları, hamsterlar, minik tohumlar…Hepsi ölür. Biz de.
Bu maddelerden herhangi birini alıp yetişkinlere ait aile ve iş hayatınıza uyarlayabilir ve hepsinin geçerli, açık ve akla uygun olduğunu görebilirsiniz.
Ve kaç yaşında olursanız olun, değişmeyen bir gerçek var: Dışarı çıktığınızda el ele tutuşup yanınızdakinden ayrılmamak.
İyi okumalar…